Author Topic: Command & Conquer: Red Alert 3 (PC)  (Read 4235 times)

0 Members and 1 Guest are viewing this topic.

arslan özbek

  • Figüran
  • *
  • Posts: 15
  • Karma: +0/-0
Command & Conquer: Red Alert 3 (PC)
« on: February 09, 2009, 02:04:29 pm »


Sene 1997, kendime ait ilk Pentium bilgisayarýmý alalý bir yýl olmuþ anca (daha doðrusu babama aldýralý), sýnýfta arkadaþlarýn elinde dolaþan bir CD var, kapaðý kýrmýzý, orak çekiç var, üzerinde de “Red Alert” yazýyor, o zamanlar en tepedeki “Command & Conquer” ibaresine dikkat etmiyorduk çünkü pek de anlamamýza el vermiyordu Ýngilizcemiz. Ýdeolojik ve merak unsurlarý ile arkadaþýn elinden kapýp eve gidince girmiþ oldum ben de Red Alert dünyasýna. AoE’dan zevk alamamýþ birisi için ilaç gibiydi Red Alert, dahasý imkansýzý baþarmamýza yol açmýþtý o oyun. Daha internet evlere girmemiþken karþýlýklý oynuyorduk evlerimizden. Ayný haritayý açýp ayný kazanma koþullarý ile oynuyorduk, ilk bitiren telefon açýp diðerine haber veriyordu. Sonradan karþýlýklý oynamanýn daha farklý bir þey olduðunu ve internet gerektirdiðini öðrendik, ama olsun biz öyle de zevk alýyorduk. Yýllar geçtikçe bir yandan ülke olarak sektörü daha bir kapsamlý öðrenmeye baþladýk bir yandan da bireysel olarak oyunlara git gide daha çok vakit ve nakit ayýrýr olduk.



 Sadece Red Alert ile sýnýrlý deðilmiþ seri meðerse, Tiberium serisi de varmýþ. Sonra geniþleme paketleri ve ek görevler çýktý, sýkýlmadan, býkmadan oynadýk durduk. Aradan 3 yýl geçti ve büyük bir sükse ile Red Alert 2 çýktý, ne çýkýþtý ama, o ne güzel birliklerdi, ne güzel bir oynanýþ ve Amerika’yý iþgal eden Sovyetler ile oynamanýn verdiði o duygusal tatmin. Ardýndan bir ek paket çýktý ve Yuri’nin intikamýnýn acý olduðunu kanýtladýk. Derken Westwood EA tarafýndan satýn alýndý, önce Generals ile hayal kýrýklýðý yaþadýk (tamam oyun güzeldi ama beklediðimiz þey o deðildi), hoþ o dönem strateji ve RPG dalýnda herkes bir karmaþa içindeydi, iki boyutlu izometrik taraftarlarý ve üç boyutlu taraftarlarý bir türlü anlaþamamaktaydý. Sonunda unuttuk, unuttuk dostlarým, Red Alert, USB flash disklerimizde, MP3 oynatýcýlarýmýzda taþýnan bir oyun oldu ama giderek unuttuk. Çünkü devir deðiþmiþti, yeni nesil denen o iki kelime aklýmýza girmiþti, artýk bugünün koþullarýnda bir Red Alert görmenin vakti gelmiþti, dile kolay, sekiz sene oldu neredeyse Red Alert adýný taþýyan yeni bir oyun çýkalý. Ama zaman kötüydü artýk, Electronic Arts, Westwood’u kapatmýþtý ve yeni Red Alert’in EA Los Angeles stüdyosu tarafýndan yapýlacaðýný duyurmuþtu. Tamam, EA LA aslýnda kapatýlan Westwood ve Westwood Pacific stüdyolarýnýn arda kalan çalýþanlarýný içeriyor, ama hepimiz asýl Westwood ekibinin çoktan býrakýp gittiðini biliyoruz. Ve sene oldu 2008, tam on bir yýl sonra tekrar ayný heyecanla oturdum üzerinde Command & Conquer: Red Alert 3 yazan oyunun baþýna…



 Öncelikle söylemeliyim, World of Warcraft’tan nefret ediyorum, özellikle de grafiklerinden ve çið, çizgi film stilinden, ve kendini ona benzetip satmaya çalýþan oyunlardan da nefret ediyorum, yeni nesil grafik ve teknoloji çaðýnda gidip yýllar öncesinin teknolojisine sahip bir oyunu taklit ederek pastadan pay kapmaya çalýþan yapýmcýlarý da kýnýyorum. Bu tür grafik konseptleri ile karþýma çýkan hiçbir oyuna da acýmam. Acýmazdým. Ta ki Red Alert 3’ü görene kadar. Duygularým çok karýþýk, inanýlmaz hem de. Bir türlü doðru dürüst bir karara ve yargýya varamýyorum. Elimden geleni yapacaðým yine de.
     
     Red Alert daha ilk oyundan itibaren hafif fantastik bir senaryosu olan bir RTS idi. Hatýrlayamayanlar için belirtelim, ilk oyunda Einstein zaman yolcuðunu icat edip geçmiþe giderek Hitler’i ortadan kaldýrýp tarihi deðiþtirmeyi deniyordu. Aslýnda hepsi yolunda gitmiþti, sadece Almanya ortadan kalkýnca Sovyetler dünya egemenliðine soyunmuþtu o kadar. Dünya Sovyetler ve Müttefikler olarak ikiye ayrýlmýþ ve bize de istediðimizi seçip savaþmak ve zafere ulaþmak kalmýþtý. Ýlk oyun için alternatif Ýkinci Dünya Savaþý diyebiliriz, 1945 sonrasýnda geçmesi ve o dönemin tarzýna sahip olmasý bunu ele veren öðelerdi. Sonra savaþa doymayan Sovyetlerin Romanov önderliðinde ve psiþik Yuri yardýmýyla ABD’ye saldýrýsýný gördük, Yuri ayrýca kendini gösterip herkese meydan okudu zihin kontrolü yetenekleri ile. Ýkinci oyun ciddiyet konusunda ilkinden oldukça farklýydý. Zaman yolculuðu ve alternatif gelecek çok absürd þeyler deðil ne de olsa, en azýndan çok daha absürd olabilecek þeyler var dünyada baþka. Ancak üçüncü oyun ile hiç görmediðiniz bir Red Alert gelmiþ.



Sonik saldýrýlar yapan eðitimli yunuslar, dev mürekkep balýklarý çok sýrýtmýyordu, Yuri meselesi evet ilginç bir fikirdi, yine de hepsi ilk oyunun K9 köpekleri yanýnda fantastik kalýyordu. Electronic Arts Los Angeles stüdyosu önceki oyunlardaki absürdlüðü ve fantastikliði sýfýra indirmiþ Red Alert 3 ile. Karþýmýzda zýrhlý ayýlar var paraþütle yere inen, dönüþebilen Japon mecha robotlarý etrafý darma duman ediyor, kýsa etekli Japon liseli kýzlar havada uçarak psiþik güçlerini kullanýyor, Rushmore daðý ise aslýnda gizli bir askeri üs ve Abraham Lincoln’ün heykeli gözlerinden ölümcül lazer ýþýnlarý saçýyor. Ve evet zýrhlý ayýlar var. Ayý. Zýrhlý. Pardon bir an kendimi kaybettim. Red Alert 3 herþeyden önce bayatlamýþ bir senaryo ile geliþiyor. Bu sefer Sovyetler bir zaman makinesi geliþtirip geçmiþe giderek Einstein’ý ortadan kaldýrýyorlar. Einstein olmayýnca Müttefik kuvvetlerin zayýflayýp Sovyetler Birliðinin dünyaya egemen olacaðýný düþünüyorlar. Ancak her defasýnda olduðu gibi bu sefer de iþler biraz ters gidiyor ve Japonya, yani oyundaki adýyla Empire of the Rising Sun, Sovyetlere saldýrýyor ilginç ordusu ile. Tabii bundan önce olmasý gereken Pearl Harbor baskýnýný Japonlar deðil Amerikalýlar yapýyor Hawaii’ye. Böylece de bir baþka alternatif tarih senaryosu karþýmýza çýkýyor. Bu sefer olabildiðince ciddiyetsiz, hatta geyik ve Turist Ömer Uzay Yolunda konsepti ile çýkýyor. Teknoloji çok daha çarpýk ve abuk, karakterler bir o kadar abuk, senaryo zaten yok, açýkçasý bu oyunu oynamama vesile olan iki þey var, Red Alert ile aramýzda bulunan mazi ve oyunun gerçek zamanlý video ara sahneleri.



     Ýlk oyundan beri Red Alert animasyon yerine gerçek zamanlý videolarý kullanmýþtýr. Ýlk baþlarda bunun çok masum bir sebebi vardý, çünkü kaliteli animasyonlar yapmaktan daha ucuza geliyordu standart bir film gibi çekip koymak. Ancak sonradan bunun nasýl eðlenceli olduðunu ve fanlarýn hoþuna gittiðini anlayýnca yapýmcýlar tüm C&C oyunlarýna bunlardan koymaya karar verdi. Ýkinci oyunda Tanya ve Liutenant Zofia oldukça ilgisini çekti erkek oyuncularýn. EA de bunun suyunu çýkartmaya karar vermiþ üçüncü oyunda. Daha önce haberlerde de iletmiþtim, oldukça kalabalýk ve (çoðunlukla) ikinci sýnýf olmayan bir kadrosu var Red Alert 3’ün oyuncu açýsýndan. Eski Playboy kapak kýzlarýndan bayan kafes güreþçisine, dizi yýldýzlarýndan deneyimli aktörlere, oyunu bir yana býrakýp ara sahnelerini izleyesim geliyor, oyun olarak deðil de film olarak piyasaya çýksaydý çok baþarýlý bir B-Movie olurdu bundan hiç þüphem yok.
     
     Red Alert, Command & Conquer ana serisi altýndaki en renkli oyun olmuþtur her zaman için. Tiberium serisi daha ciddi ve bilim kurgusal takýlýrken, Generals tamamen gerçekçi gider. Ancak Red Alert’ýn kendine has bir tonu olmuþtur, steampunk, bilim kurgu, alternatif gelecek ne derseniz deyin asla tam karþýlýðýný bulamazsýnýz. Zaman yolculuðu kullanarak uzay-zaman sürekliliðini bozmak sureti ile yaratýlan saçma senaryolar ve onlara eþlik eden yapay ve bilinçli kötü oyunculuk taþan gerçek çekimler Red Alert denince akla gelenler ve bu oyunda öncekilerin yaklaþýk beþ katý yoðunlukta var hepsi.  Sonuç olarak elimizde üç “Campaign” bulunuyor, Müttefikler (Allies), Sovyetler Birliði (Soviet Union) ve aramýza yeni katýlan “Empire of the Rising Sun”, yani bugüne kadar popüler medya ve ortamlarda geçen her türlü Japon ve uzak doðu kliþesi ile ordusunu donatmýþ bir Japonya.



 Yukarýda bahsettiðim dönüþebilen mecha robotlar var, oldukça da büyükler, sonra herhangi bir þeye dönüþmeyen samuray robotlar var, ileri teknoloji kullanan Ninjalar, zýrhlara bürünmüþ mühendisler ve evet, etek giyen bir liseli Japon kýz, Akira gibi mental güçlerini kullanýyor. Ancak diðer iki tarafýn ordusunu görünce çok da garip kaçmýyor bunlar. Müttefikler ve Sovyetlerin de saçma birlikler ve komik teknolojiler alanýnda gösterecekleri var. Düþmanlarýný böcek boyutuna küçülten helikopterler, smokinli ajanlar, zýrhlý zeplinler ve taþ gibi komando hatunlar. Red Alert için gerçek zamanlý strateji dendiðini hepiniz biliyorsunuzdur, ancak Red Alert 3 için yeni bir tür demek yanlýþ olmaz, hatun tabanlý strateji (hatun zamanlý strateji diyenler de var). Haliyle oyun içi ekran görüntüleri yerine çok daha fazla önem ve zaman (ve de para) harcandýðý belli olan oyunun hatunlarýna aðýrlýk veriyorum ben de incelememde. Ýstediðin bu deðil miydi yoksa EA?
     
     Neyse efenim, oyunumuza dönelim artýk. Red Alert 3, baþtan sona tamamen co-op düþünülerek tasarlanmýþ tek oyunculu harekatlara sahip. Bu hem Red Alert için hem de RTS türü için bir ilk. Bütün görev ve senaryolar aslýnda öyle ya da böyle co-op oynanýyor. Tek baþýnýza internete baðlanmadan baþka bir arkadaþýnýzý davet etmezseniz yapay zeka sizin yanýnýzda savaþýyor çünkü. Her iki durumda da siz kendi üssünüz ve askerleriniz ile ilgileniyorsunuz müttefikiniz de kendisininkiler ile. Eðer baþka bir insan ile yan yana oynuyorsanýz oyun içinde sesli sohbet ve harita üzerinde iþaretler býrakma olanaðýnýz var. Bilgisayarýn atadýðý bir müttefik ile oynuyorsanýz (ki her bölümün baþýnda bunun kim olacaðýný seçebilirsiniz) onlara çeþitli emirler verebiliyorsunuz, bir bölgeyi ele geçirmelerini veya belirli bir hedefe saldýrmalarýný söyleyebiliyorsunuz. Açýkçasý oyunun en çok beðendiðim yönü bu olmuþ. Hem normal co-op olarak hem de yapay zeka ile birlikte oynamak çok zevkli gerçekten, ve oldukça da iþlevli. Ýþinizi kolaylaþtýrýyor, görevleri kýsaltabiliyor, basitçe klasik bir RTS’de varolan güçlerinizi ikiye katlýyorsunuz. Tek sinir bozucu olan þey oyunun sürekli olarak online hizmete baðlanmaya çalýþmasý ve her bölümün baþýnda “co-op ister misiniz?” diye sormasý. Bunlar için baþtan bir seçenek olsa güzel olurdu (veya var ve ben görmedim, o zaman daha görünür bir yere koysunlar kardeþim).



Red Alert 3’ün harita grafiklerini iki farklý bölümde incelememiz gerekiyor, kara ve deniz. Oyunda neredeyse artýk kara, deniz ve hava kuvvetleri arasýnda bir fark kalmamýþ. Ünitelerin %70 kadarý amfibik, yani hem kara hem de suda gidiyor veya hem hava hem de karada gidiyor. Bu bir yandan çok daha geniþ bir taktik ve stratejik plan seçeneði demek ama bir yandan da iþin hiç esprisi kalmamýþ, fazla suyu çýkmýþ. Ki bu deyimi tam anlamýyla su ve deniz görsellerinde görmek mümkün. Evet, kabul ediyorum, deniz tasarýmlarý, yüzeyler ve efektler, suyun derinlik detayý mükemmel olmuþ, ama ya çok mükemmel olmuþ ve kara bunun yanýnda sýrýtýyor ya da karaya o kadar önem vermek akýllarýna gelmemiþ. Haritalarýn neredeyse hepsinde öyle ya da böyle bir su parçasý var. Denizaltýlar, yunuslar, uçak gemileri ve savaþ gemileri gibi üniteler yapabiliyoruz her zamanki gibi. Ama dediðim gibi kara ve deniz savaþý arasýndaki sýnýr çizgisi oldukça silik kalýyor. Gemiler bir taraflarýndan ayaklar çýkartýp karaya girebiliyor veya kuru zemine çýkýyor bir þekilde, bazý kara üniteleri de suya girebiliyor. Önceki C&C oyunlarýnda olmayan yeni bir boyut kazandýrmýþ oyuna ancak bunu biraz abartmýþlar. Hatta bir yaným þüphe içinde, acaba yapýmcýlar sýrf þahane su efektlerini ve fizik motorunun deniz kýsmýný gösterip hava atmak için mi bu kadar çok abanmýþlar diye.
     
     Red Alert 3 eðlenceli bir oyun ve eðlenceli olmasý için yapýlmýþ, ancak önceki oyunlarýn teknik kalitesine sahip deðil. Ünitelerin yön bulma iþi yine sýkýntýlý olmuþ, alakasýz yerlere gidebiliyorlar, yönlendirdiðiniz yere gitmek yerine alakasýz bir yerde takýlýp kalýyorlar. Bunca yýldan sonra bu tür teknik alanlarda geliþme görmeyi umuyordum ama eski tas eski hamam. Animasyonlar da doðrusu pek iç açýcý deðil. Amfibik ünitelerin ve su ile karanýn tümleþik kullanýmý grafik ve animasyon hatalarý ile yön bulma sorunlarýný iyice köklemiþ. Geçiþlerde sorun yaþanýyor. Mesela sudan karaya geçen bir ünite bu geçiþi tam zamanýnda yapamayabiliyor, karada yüzen üniteler görebiliyorsunuz. Oyunun grafiklerindeki renk seçimi de doðrusu rahatsýz edici, en azýndan benim için. Oyunda ciddiyet yok ama grafikleri tasarlarken bari biraz ciddi olunsaydý. Ünite tasarýmlarý fazla fantastik ve ütopik, Red Alert serisinin gerçek anlamda ilk bilim kurgu öðesi taþýyan oyunu bu zaten. Ýlk oyun ikinci dünya savaþý, ikinci oyun ise soðuk savaþ temalýydý. Bu oyun ise günümüze yakýn bir dönem, sadece biraz daha çarpýk bir teknolojisi var ve nükleer enerji yok. Ünite tasarýmlarýnda detaylar minimum düzeyde ve özellikle patlama animasyonlarý hiç iç açýcý deðil. En çok sinir olduðum þey ise seçili ünitelerin etrafýnda beliren sarý çizgi, o kadar kalýn, çirkin ve iþlevsiz ki, resmen seçilen ünitelerin detaylarýný ve dýþ yüzeylerini iyice kapatsýn diye konmuþ sanki. Kimileri oyunun cýrlak renklerini oyunun geyik temasý ile uyumlu bulabilir ama benim için bu devirde görülmemesi gereken düþük bir kalite sergilemekten öteye gidemiyor. Gerçekçilik ve ciddiyet farklý þeylerdir nihayetinde. Çizgi film tarzý grafikler ise git gide daha çok oyunda karþýmýza çýkýyor inatla.



   Bunlarýn dýþýnda oyunun strateji formülü önceki C&C oyunlarýndaki ile neredeyse ayný. Ýlk oyundan bir önceki oyuna kadar Command & Conquer açýsýndan deðiþen çok da bir þey olmadý zaten. Hatta açýkçasý Red Alert 3 için serinin yeni oyunu demek pek gelmiyor içimden. Daha çok Red Alert 2’nin yeniden yapýmý olmuþ. Konsept, kýyafetler hatta müzikler bile neredeyse ayný, sadece güncellenmiþ biraz. Hell March’ýn yeni haline bir þey demiyorum tabii, her daim onu duymaya hazýrým. Oynanýþa dönelim. Ekonomi kýsmý biraz daha hafifletilmiþ ancak sanmayýn ki rahatsýnýz. Red Alert 3’te de diðerlerinde olduðu gibi kaynak peþinde koþacaksýnýz mütemadiyen ve asla yetmeyecek. Formül belli, deli gibi kaynak topla, bir sürü bina yap, bunlarýn bazýlarýnda çeþitli araþtýrmalar yap ve ordular, donanmalar ve hava filolarý üret. Harekat bölümlerinde her zamanki alýþýlagelmiþ ilerleme hissi var, ilk baþlarda elinizde ünite ve bina türlerinin sayýsý oldukça az, bölümleri geçtikçe yavaþ yavaþ diðerleri açýlýyor ve kullanýmýnýza giriyor. Anca son göreve geldiðinizde elinizde tüm binalar, silah, teknoloji ve üniteler açýk oluyor. Bununla birlikte bazý görevlerin tasarýmý sizin oyunu kendiniz için ve kendi istediðiniz þekilde deðil de o bölümü kim tasarladýysa onun istediði gibi oynuyorsunuz hissi veriyor. Klasik Red Alert doðrusallýðý burada da aynen mevcut. Bir de kamera yakýnlýðý Red Alert 2 ile neredeyse ayný, yakýnlaþtýrma ve uzaklaþtýrma var ama çok kýsýtlý, bir iki milim yakýnlaþýp uzaklaþabiliyor, haliyle ünite ve binalarýn detaylarýný pek göremiyoruz. Günümüz strateji oyunlarýný düþününce bu oldukça geri kalýyor teknoloji olarak açýkçasý.



Çok oyunculu ve Skirmish modlarý her zamanki gibi eðlenceli ve insafsýz (baþýndan kalkmak zor oluyor her iki taraf için de), hatta ekonominin daha kolay idare edilebilir ve dengeli hale getirilmesi ile Skirmish artýk daha hýzlý ve þiddetli.  Red Alert ustalarýnýn klasik taktiklerinden birisidir, oyunun baþýnda Ore Refinery yaptýktan sonra hem birden fazla kaynak toplama kamyonu yapar hem de birden fazla Refinery yapýp kaynak, yani para toplama iþini hýzlandýrýrlar. Red Alert 3 buna izin vermiyor. Kaynaklar etrafa daðýlmýþ patates tarlasý þeklinde deðil, onun yerine tek bir kaynak yataðý bulunuyor ve bir kaynak yataðýna da sadece bir tane Refinery yapabiliyoruz ve onu da sadece bir kamyon kullanabiliyor. Rush sever Red Alert oyuncularý bu oyunda daha farklý taktikler geliþtirip kullanmak zorunda. Oyunda kaynak ve güç dengesizliðini önlüyor bu elbette ama rakibinizin dengesini bozup ilk saldýrýyý yapabilmek için yine de uðraþmanýz gerekecek.
     
     Üç taraf arasýndaki denge iyi oturtulmuþ, zaten ünitelerin bir kýsmý ortak özelliklere sahip. Red Alert 3’ün en devrimsel yaný ünitelerin birincil saldýrý yetenekleri yanýnda birer de ikincil özelliðe sahip olmalarý. Sonu “craft” ile biten oyunlardan hatýrlayacaðýnýz üzere ünitelerin belirli ve sýnýrlý sayýda kullanabilecekleri bu ikincil özellikler oyuna hem renk getirmiþ, hem de taktik açýdan oyunu güçlendirmiþ ayný zamanda da oyundaki mikro yönetim unsurlarýný arttýrmýþ. Üç tarafýn savaþta odaklandýklarý ve güçlü olduklarý yönler var. Mesela Ruslar için olay mobilite, her an her yerden çýkabiliyorlar, Bullfrog savaþ araçlarý ile piyade üniteleri bulunduklarý yerden öteye, aradaki engelleri aþmak için fýrlatabiliyorsunuz (nehirlerden, tepelerden veya duvarlardan). Sickle denen araçlar ise hem amfibik hem de belirli bir mesafeyi zýplayarak aþabiliyorlar. Sovyet helikopteri Twinblade ise hemen hemen tüm araçlarý kaldýrýp taþýyabiliyor. Ruslar kýsaca her an her yerde düsturu ile savaþýyor.



  Japonlar ise daha çok sürpriz öðesini kullanmayý seviyorlar ve ateþ gücü ile birlikte samuray kýlýçlarýna da güveniyorlar. Piyade ünitelerinin neredeyse hepsinde kýlýç var, ve düþmana arkadan yaklaþýp tek darbede indirebiliyorlar kýlýçlar ile. Senaryo harekatýný oynarken ilk baþlarda uçaksavar ve deniz tabanlý hava savunmasý açýsýndan en zayýf olan taraf Japonlar, ama bu sonradan aþýlan bir sorun. Dev robot ise dayanýklý ve güçlü bir ünite, düþmanlarýn üzerine koþup onlarý ezip daðýtmayý seviyor. Müttefikler ise daha çok ateþ gücü ve teknolojiye abanmýþ. Deniz kuvveti ve hava saldýrý kuvveti en güçlü olan taraf Müttefikler. Einstein’ýn yokluðu Allied güçlerini teknolojiden yoksun kýlmamýþ. Düþmanlarý donduran veya kibrit kutusu boyuna ufaltan helikopterleri kesinlikle favorim.
     
     Oyunun sunumundan bahsedecek olursak gerçek zamanlý video aktörleri oldukça eðlenmiþler çekimleri yaparken, bunu söyleyebiliriz kesinlikle. Hatun tabanlý strateji olarak elbette bol miktarda fetiþ üniforma ve gereðinden fazla et göreceksiniz. Bir yerden sonra alýþýyor insan. Oyunun müzikleri oyun hakkýnda en çok sevdiðim þey oldu açýkçasý. Öncelikle müzikler için Red Alert ile eþ anlamlý hale gelmiþ olan Hell March’ýn bestecisi Frank Klepacki ile anlaþmýþ EA, eski þarkýlarýn yenilenmiþ halleri ile birlikte bol miktarda gaz þarký barýndýrýyor oyun. Bol bol gitar, “distortion” ve davul mevcut. Votka ve Sovyet ayýsý temalý Rus marþý ise anlatýlmaz yaþanýr bir þey.



Red Alert 3, gerçek zamanlý stratejiyi alýp kafasýna göre çevirerek ve bol bol sulandýrarak önünüze koyan bir oyun. Eðlenceli ama kaliteli deðil. Önceki oyunlardan ve genel olarak C&C serisinden pek farklý deðil oynanýþ ve strateji açýsýndan, haliyle eski bir seriyi tekrar hayata geçirme konusunda baþarýlý. Doðrusu iyi veya kötü bir þey diyemiyorum, çünkü oyun öyle fazla bir deðiþiklik getirmiyor Red Alert 2’ye, haliyle sevdiðim bir oyun bozulmamýþ olduðu için seviniyorum, ama bir yandan da kalitenin düþük olmasý ve iþlerin biraz çýðrýndan çýkýp abartýlmýþ olmasý beni üzenlerden. Fikirlerim her an deðiþkenlik gösteriyor ama en baskýn olaný her ne olursa olsun bu bir Red Alert ve gidip oynamalýsýn diyor. Hem grafiklerin çok üst kalitede olmamasý bir yandan iyi olmuþ, düþük sistemlerde de rahatlýkla çalýþabiliyor. Ama daha fazlasýný isteyenler, yani hem kalite, hem geliþmiþ grafikler hem de daha ciddi bir RTS anlayýþý isteyenler baþka oyunlara baksýn, Red Alert 3 onlara göre deðil çünkü.

arslan özbek

  • Figüran
  • *
  • Posts: 15
  • Karma: +0/-0
Ynt: Command & Conquer: Red Alert 3 (PC)
« Reply #1 on: February 09, 2009, 02:09:18 pm »
Bence alýnmasý gereken bir oyun! Benim sitede verdiðim oyun incelemelerinden þaþmayýn arkadaþlar! Gerçekten güzel oyunlar. Ve oynamaya deðer!

Anarchy

  • Administrator
  • Yönetmen
  • *****
  • Posts: 2329
  • Karma: +16/-3
  • Anrulz =)
    • HaBaBaM.BiZ
Ynt: Command & Conquer: Red Alert 3 (PC)
« Reply #2 on: February 09, 2009, 02:33:00 pm »
Iste strateji oyunlarinin babalarindan biri :) tank modelleri daha dogrusu araclarin modelleri 2den kalma gibi geldi bana ama malesef oynamak sansina erisemedim daha sanmiyorum bilgisayarimin kaldirabilecegini :/


Büyük olmak için kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksýn, hedef için amaç ne ise onu görecek ve o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktýr, herkes seni yolundan çevirmeye çalýþacaktýr. Fakat sen buna karþý direneceksin, önüne sonsuz engeller de yýðacaklardýr; kendini büyük deðil küçük, zayýf, araçsýz, hiç sayarak, kimseden yardým gelmeyeceðine inararak bu engelleri aþacaksýn. Bundan sonra da sana büyüksün derlerse, bunu söyleyenlere güleceksin...

EcAnK

  • Oyuncu
  • **
  • Posts: 69
  • Karma: +2/-1
    • Üfürük Yalan Haber Sitesi
    • Email
Ynt: Command & Conquer: Red Alert 3 (PC)
« Reply #3 on: February 09, 2009, 03:12:40 pm »
Fotolar süpermiþ, red alert 2 den tanya'yý biliyoruz zaten bunda biraz olayý abartmýþlar anlaþýlan  :p
Rengini belli et.

Aurora

  • Administrator
  • Basrol
  • *****
  • Posts: 207
  • Karma: +5/-0
Ynt: Command & Conquer: Red Alert 3 (PC)
« Reply #4 on: February 09, 2009, 03:20:44 pm »
Her Irka sexi bi karý lasým zaten :)

Prof-89

  • Basrol
  • ***
  • Posts: 209
  • Karma: +8/-0
Ynt: Command & Conquer: Red Alert 3 (PC)
« Reply #5 on: August 09, 2009, 01:14:10 pm »
Paylaþým Ýçin Teþekkürler